20 Ağustos 2007 Pazartesi

Evinin Önü

Çoğu zaman yolum evinin önünden geçiyor, kullanmamaya çalışıyorum bir çok seferinde yolu değiştiriyorum kendime hakim olarak ama bugün özellikle geçtim yine.
Bugün yine denedim, bakalım bu sefer bir başkası ile bir ilişkiye başlayabilecek miyim diye.
Bu ayrıldığımızdan beri kaçıncı oldu ben bile hatırlamıyorum.
1ay evvel tanışmıştık hiç görüşmedik, telefonda konuştuk, mesajlaştık, internette yazıştık. Bugün buluşmaya karar verdik, şirin, kibar, bilgili ve güzel bir kadındı. Yüz yüze birbirimizin her şeyini süzgeçlerimizden geçireceğimiz ilk günümüzdü. Şimdiden söyleyeyim benim süzgeç tıkanmıştı günün ortasında.
İlk önce kahveler içildi, deniz kenarında boğazı mavisinden izleyebileceğimiz bir yerde oturuldu. Konuşmalar... iş, arkadaşlar, yaşam, özel hayat.
'Alışkın değilim ben uzun süreli ilişkilere, olmadı, sanırım bana göre değil' dediğinde ben susmuştum, hemen konuyu değiştirdim, tıkanmıştı süzgeç orada çünkü sen aklıma düştün.
Bunu bana söylediğinde sen ilk, ama ben seninle uzuuuun bir ilişki istiyorum diye geçirmiştim içimden ve aylarca bunun için uğraştım.
Bazen sinirleniyorum kendime, bazen üzülüyorum kendi halime, geçemiyorum ama bir türlü, takılıp kalıyorum işte.
Neyse kısa kesmeye çalıştım ve gitmek istedim hemen, bir kaç bahane uydurmaya çalıştım olmadı, benimle Beyoğlu'na kadar geldi. Limonlu bahçede oturduk, aklıma yerleşmişti o cümle atamıyordum huzursuzluğumu üstümden, zamanın geçmesini ve gitmesini beklemekten başka çare yoktu ve öyle oldu.
Bugün başka bir kadın aklıma yeniden soktu seni. O yüzden yolumu değiştirmedim, evinin önünden tekrar geçtim. Işıkların yanıyordu, nedense rahatlıyorum her geçişimde ışıklarını yanık gördüğümde, taksinin penceresini açtım ve iyi geceler diledim sana....

Tatlı rüyalar Bonibon...

Hiç yorum yok: