Sevdiğim bir arkadaşımın uzun badireler sonucunda nikah gününe gelmiştik. Badireler kısmına girmeyeceğim çünkü bu blog benim olaylarım üzerine :)
Sade, yeterince kalabalık ve sadece günün sıcağının insanları bunalttığı nikahın ardından aile için verilecek yemeğe geçildi. Tüm organizasyonun içindeydim çünkü sadıç yani günün kölesi bendenizdim.
Yemek salonunun hazırlanmasını beklerken aile fertleri de yavaş yavaş gelmeye başladılar, herkes şıkır şıkır giyinmiş ve sevdikleri kızları ile çok beğendikleri damatlarının düğünü nihayet gerçekleşecekti. Gelenlerin içinde uzun boylu, fiziğiyle birlikte kendisi de gayet güzel bir kadın girdi içeri, herkes tanıdığı için selam verirken ben beğendiğim için gözümü ayırmadan başımla hafifçe selamladım kendisini ama görmedi akrabalarını selamlarken :(
Yanımdaki arkadaşıma eğilerek sessizce; hanımefendi de ailenin mankeni galiba dedim çünkü her düğünde enaz bir tane böyle dikkatleri üzerine toplayan güzel bir kadın vardır.
Düğüne geçildi, gelin ve damatın masasında yine gelin ve damatın da arkadaşı olduğu bir kız arkadaşımla oturduk. Fasıl, oyun havaları derken herkesin neşesi yerindeydi, sonra bir ara baktım ki manken kızımız bizim masada bitivermiş, güzel bir tesadüf diyemeyecektim düğün boyunca bakışmalarımızdan ötürü, kısa bir sohbet, ardından dans ve oyunlara katılmalar derken düğünü noktaladık ve terasta gençler için yapılacak partiye geçmeden evvel akrabaları uğurlamaya başladık, o sırada el sıkışırken manken kızımızla, katılıp katılmayacaklarını sordum partiye davet edercesine ve katılacağını öğrendiğimde gecenin daha da güzel geçeceğini anladım...
Gece, gündüzden kalan tüm güzelliği ile devam ediyordu eğlenceye ve biz artık bakışmalardan numara alışverişine ve mesajlaşmaya doğru devam ettik, ailesinin olması daha samimi olmamızı engelliyordu. Öpmek istiyorum ben seni dedim, hayır cevabını aldım hemen.
Aşağıda biraz yalnız konuşalım dedim bir süre sonra , ben önden indim o arkamdan geldi, sinema koltuklarına oturduk loş ışıkta ve gözleriminizin içine bakarak konuşmaya başladık, öpüşüyorduk...
1 Hafta sonra buluştuk, yemek yedik, sohbet ettik, birbirimizi anlattık, evlerimize dağıldık.
Yeni bir ilişki mi başlıyordu acaba?
Sonra yine buluştuk bir gece, bizim gelin ve damatın da olduğu bir grupla dışarı çıktık, eğlendik, bu sefer evlerimize dağılmadık. Odamıza geçmemizin ardından, uyku durumuna geçtiğimizde, güneş çoktan doğmuştu, düğün gecesinden kalan tüm arzularımızı harcadığımızda...
Öğlene doğru uyandık, güzel bir kahvaltı, akşam üzerine kadar hoş sohbetler, sonra evlerimize dağıldık.
Bir kere daha görüştük, konuşacak çok şey yoktu, ikimizde farkındaydık, formaliteden bir buluşma olmuştu.
Yeni bir ilişki başlamıyormuş...
Düğünün en güzel kızı, rafın en tozsuz yerinde duruyor artık...
20 Ağustos 2007 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder